Yapay zeka teknolojilerinin günlük hayatımıza hızla entegre olduğu günümüzde, makine öğrenmesi kavramı artık sadece mühendislerin veya bilim insanlarının değil, tüm teknoloji meraklılarının ilgi alanına giriyor. Makine öğrenmesi, bilgisayarların açık ve net bir şekilde programlanmadan, verilerden öğrenmesini ve bu öğrendiklerini kullanarak kararlar vermesini sağlayan yapay zeka alanının temel bir bileşenidir.
Bu blog yazısında, makine öğrenmesinin üç temel türünü – denetimli öğrenme, denetimsiz öğrenme ve pekiştirmeli öğrenme – detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Her bir öğrenme türünün nasıl çalıştığını, gerçek dünya uygulamalarını ve aralarındaki temel farkları anlaşılır örneklerle açıklayacağız.
Denetimli Öğrenme (Supervised Learning)
Temel Kavram
Denetimli öğrenme, makine öğrenmesinin belki de en yaygın ve anlaşılması en kolay türüdür. Bu yöntemde, algoritma “etiketlenmiş” verilerle eğitilir. Başka bir deyişle, algoritma hem girdi verilerini hem de bu girdilere karşılık gelen doğru çıktıları görür.
Denetimli öğrenmenin temel amacı, girdi (X) ile çıktı (Y) arasındaki ilişkiyi modelleyen bir fonksiyon öğrenmektir. Bu, tıpkı bir öğretmenin bir öğrenciye örnekler göstererek ve düzeltmeler yaparak bir kavramı öğretmesi gibidir.
Çalışma Prensibi
Denetimli öğrenme süreci şu adımlardan oluşur:
- Veri Toplama ve Hazırlama: Etiketlenmiş veri setinin toplanması ve temizlenmesi
- Model Seçimi: Probleme uygun algoritmanın seçilmesi
- Eğitim: Modelin etiketli verilerle eğitilmesi
- Değerlendirme: Modelin test verileri üzerinde performansının değerlendirilmesi
- Tahmin: Eğitilmiş modelin yeni, etiketlenmemiş veriler üzerinde tahmin yapması
Denetimli Öğrenme Algoritmaları
Denetimli öğrenmede en yaygın kullanılan bazı algoritmalar şunlardır:
- Lineer Regresyon: Sürekli değerler için tahmin yapar.
- Lojistik Regresyon: İkili sınıflandırma problemleri için kullanılır.
- Karar Ağaçları: Kolay anlaşılır kurallar kullanarak tahmin yapar.
- Random Forest: Birden fazla karar ağacını birleştirir.
- Destek Vektör Makineleri (SVM): Veri noktaları arasında optimal ayırıcı çizgiler bulur.
- Yapay Sinir Ağları: İnsan beyninden esinlenen karmaşık modeller
Gerçek Dünya Uygulamaları
Denetimli öğrenmenin günlük hayatta karşılaştığımız bazı uygulamaları:
- Spam Filtreleme: E-postaların “spam” veya “spam değil” olarak sınıflandırılması
- Kredi Risk Değerlendirmesi: Kredi başvurularının onaylanıp onaylanmayacağına karar verilmesi
- Hastalık Teşhisi: Tıbbi görüntülerden hastalıkların tespit edilmesi
- Duygu Analizi: Sosyal medya yorumlarının pozitif, negatif veya nötr olarak sınıflandırılması
- Ev Fiyatı Tahmini: Evin özellikleri ve konumu gibi faktörlere dayalı fiyat tahmini
Örnek Vaka İncelemesi
Bir e-ticaret sitesinin müşteri yorumlarını otomatik olarak analiz eden bir sistem düşünelim. Sistem, önceden etiketlenmiş binlerce yorum ile eğitilir:
Yorum: “Ürün harika, çok memnun kaldım!” → Etiket: Pozitif
Yorum: “Paketleme kötüydü, ürün hasarlı geldi.” → Etiket: Negatif
Yorum: “Ürün beklediğim gibiydi.” → Etiket: Nötr
Sistem bu etiketli verilerle eğitildikten sonra, yeni gelen yorumların duygusunu otomatik olarak tespit edebilir. Bu sayede şirket, müşteri memnuniyetini daha hızlı ölçebilir ve sorunlara daha çabuk müdahale edebilir.
Denetimsiz Öğrenme (Unsupervised Learning)
Temel Kavram
Denetimsiz öğrenme, adından da anlaşılacağı gibi, herhangi bir etiket veya dış rehberlik olmadan veriler üzerinde çalışır. Bu yöntemde, algoritma verilerdeki gizli yapıları veya desenleri kendi kendine keşfetmeye çalışır.
Denetimsiz öğrenmenin temel amacı, veri setindeki yapıyı anlamak, gruplamak veya daha basit bir temsil bulmaktır. Bu, tıpkı bir çocuğun çevresini keşfederek kendi kendine öğrenmesine benzer.
Çalışma Prensibi
Denetimsiz öğrenme süreci şu adımlardan oluşur:
- Veri Toplama: Etiketlenmemiş veri setinin toplanması
- Algoritma Seçimi: Probleme uygun denetimsiz algoritmanın seçilmesi
- Analiz: Verilerdeki desenlerin, grupların veya ilişkilerin tespit edilmesi
- Değerlendirme: Sonuçların anlam ve kullanışlılık açısından değerlendirilmesi
Denetimsiz Öğrenme Algoritmaları
Denetimsiz öğrenmede en yaygın kullanılan bazı algoritmalar şunlardır:
- K-Means Kümeleme: Verileri benzerliklerine göre k adet gruba ayırır.
- Hiyerarşik Kümeleme: Verileri hiyerarşik bir yapıda gruplandırır.
- DBSCAN: Yoğunluk tabanlı kümeleme yapar.
- Temel Bileşen Analizi (PCA): Veri boyutunu azaltarak en önemli özellikleri belirler.
- Autoencoders: Yapay sinir ağları kullanarak veri temsili öğrenir.
- Gizli Dirichlet Tahsisi (LDA): Belgelerdeki gizli konuları bulur.
Gerçek Dünya Uygulamaları
Denetimsiz öğrenmenin günlük hayatta karşılaştığımız bazı uygulamaları:
- Müşteri Segmentasyonu: Müşterilerin davranışlarına göre gruplara ayrılması
- Ürün Öneri Sistemleri: Benzer ürünlerin veya içeriklerin gruplanması
- Anormal Durum Tespiti: Kredi kartı dolandırıcılığı gibi olağandışı davranışların tespiti
- Görüntü Sıkıştırma: Görüntülerin daha az boyutla temsil edilmesi
- Pazar Segmentasyonu: Pazar dinamiklerinin ve trendlerinin keşfedilmesi
Örnek Vaka İncelemesi
Bir süpermarket zincirinin müşteri alışveriş verilerini analiz ettiğini düşünelim. Denetimsiz öğrenme algoritmaları kullanarak:
- Müşterileri alışveriş alışkanlıklarına göre segmentlere ayırabilir: “hafta sonu alışverişçileri”, “organik ürün severler”, “indirim kovalayıcılar”, vb.
- Hangi ürünlerin genellikle birlikte satın alındığını tespit edebilir (market sepet analizi)
- Mevsimsel trendleri ve alışveriş desenlerini belirleyebilir
Bu bilgiler, ürün yerleşimi, promosyon stratejileri ve stok yönetimi gibi konularda değerli içgörüler sağlar.
Pekiştirmeli Öğrenme (Reinforcement Learning)
Temel Kavram
Pekiştirmeli öğrenme, makine öğrenmesinin diğer türlerinden oldukça farklıdır. Bu yöntemde, bir “ajan” belirli bir ortamda eylemler gerçekleştirir ve bu eylemlerin sonucunda ödül veya ceza alır. Ajanın amacı, zaman içinde toplam ödülü maksimize edecek stratejileri öğrenmektir.
Pekiştirmeli öğrenme, insan veya hayvanların deneme-yanılma yoluyla öğrenmesine çok benzer. Tıpkı bir bebeğin yürümeyi öğrenirken düşe kalka ilerlemesi gibi, pekiştirmeli öğrenme ajanı da hata yaparak ve geribildirim alarak gelişir.
Çalışma Prensibi
Pekiştirmeli öğrenme süreci şu bileşenlerden oluşur:
- Ajan: Öğrenen ve karar veren varlık
- Ortam: Ajanın etkileşimde bulunduğu dünya
- Durumlar: Ortamın belirli zamanlardaki halleri
- Eylemler: Ajanın yapabileceği hareketler
- Ödüller: Eylemlerin sonucunda alınan pozitif veya negatif geribildirimler
- Politika: Ajanın hangi durumda hangi eylemi seçeceğini belirleyen strateji
Pekiştirmeli Öğrenme Algoritmaları
Pekiştirmeli öğrenmede en yaygın kullanılan bazı algoritmalar şunlardır:
- Q-Learning: Durum-eylem çiftleri için değer fonksiyonu öğrenir.
- Deep Q-Networks (DQN): Derin sinir ağlarıyla Q-learning’i birleştirir.
- Policy Gradient: Doğrudan optimal politikayı öğrenir.
- Actor-Critic: Politika ve değer fonksiyonu öğrenen iki ağ kullanır.
- Proximal Policy Optimization (PPO): Politika güncelleme adımlarını stabilize eder.
- Monte Carlo Tree Search: AlphaGo’da kullanılan ileri arama algoritması
Gerçek Dünya Uygulamaları
Pekiştirmeli öğrenmenin günlük hayatta karşılaştığımız bazı uygulamaları:
- Oyun Yapay Zekası: Satranç, Go, video oyunları gibi oyunlarda üstün performans
- Otonom Araçlar: Kendi kendine sürüş yeteneği geliştirme
- Robot Kontrolü: Robotların karmaşık görevleri yerine getirmeyi öğrenmesi
- Dinamik Fiyatlandırma: E-ticaret sitelerinde talebe göre optimum fiyatlandırma
- Enerji Verimliliği: Bina enerji sistemlerinin optimizasyonu
- Önerilerde Sıralama: Arama motorları ve öneri sistemlerinde sonuçların sıralanması
Örnek Vaka İncelemesi
Bir robotun bir odada engellere çarpmadan hedefe ulaşmayı öğrendiğini düşünelim:
- Ortam: Engellerin olduğu bir oda
- Durum: Robotun konumu ve çevresindeki engellerin konumları
- Eylemler: İleri, geri, sağa, sola hareket
- Ödüller:
- Hedefe ulaşma: +100 puan
- Engele çarpma: -50 puan
- Her adım: -1 puan (hızlı çözüm bulmayı teşvik etmek için)
Robot başlangıçta rastgele hareketler yapar, ancak zamanla deneme-yanılma yoluyla en kısa ve en güvenli rotayı bulmayı öğrenir. Algoritma, robotun aldığı ödül veya cezalara göre hangi eylemlerin hangi durumlarda daha değerli olduğunu hesaplar.
Makine Öğrenmesi Türleri Arasındaki Farklar
Makine öğrenmesinin üç temel türü arasındaki farkları daha net anlamak için, aşağıdaki karşılaştırma tablosunu inceleyebiliriz:

Hibrit Yaklaşımlar
Gerçek dünya uygulamalarında, genellikle tek bir öğrenme türü yerine bu yöntemlerin kombinasyonları kullanılır. Örneğin:
- Yarı-Denetimli Öğrenme: Az miktarda etiketli veri ve çok miktarda etiketsiz veri kullanarak model eğitilir. Bu, etiketleme maliyetini azaltırken denetimli öğrenmenin avantajlarını sunar.
- Transfer Öğrenme: Bir görevde öğrenilen bilginin başka bir göreve aktarılmasıdır. Örneğin, genel görüntü tanıma için eğitilmiş bir model, tıbbi görüntülerde spesifik bir hastalığı tanımak için uyarlanabilir.
- Ensemble Öğrenme: Birden fazla modelin tahminlerini birleştirerek daha güçlü bir tahmin elde edilir. Random Forest ve Gradient Boosting bu yaklaşımın örnekleridir.
- Derin Pekiştirmeli Öğrenme: Derin öğrenme ve pekiştirmeli öğrenmenin birleşimidir. AlphaGo gibi sistemlerde kullanılır.
Uygun Öğrenme Türünü Seçmek
Bir makine öğrenmesi projesine başlarken, doğru öğrenme türünü seçmek kritik bir karardır. Aşağıdaki sorular bu seçimi yaparken yardımcı olabilir:
- Elimizde etiketli veri var mı?
- Evet ve bol miktarda → Denetimli öğrenme
- Evet ama çok az → Yarı-denetimli öğrenme
- Hayır → Denetimsiz öğrenme
- Amacımız ne?
- Tahmin yapmak veya sınıflandırmak → Denetimli öğrenme
- Veri içindeki yapıyı anlamak → Denetimsiz öğrenme
- Bir ortamda optimal davranışı öğrenmek → Pekiştirmeli öğrenme
- Ne tür bir problem çözüyoruz?
- Sınıflandırma veya regresyon → Denetimli öğrenme
- Kümeleme veya boyut indirgeme → Denetimsiz öğrenme
- Sıralı karar verme → Pekiştirmeli öğrenme
Makine öğrenmesi, yapay zekanın en heyecan verici ve hızla gelişen alanlarından biridir. Bu yazıda incelediğimiz üç temel öğrenme türü – denetimli, denetimsiz ve pekiştirmeli öğrenme – farklı problem türleri için güçlü çözümler sunar.
Her öğrenme türünün kendine özgü avantajları, dezavantajları ve uygulama alanları vardır. Gerçek dünya problemlerinde genellikle bu yöntemlerin bir kombinasyonu en iyi sonucu verir.
Yapay zeka alanında ilerlemek isteyenler için, bu temel kavramları anlamak ve uygulamak, daha karmaşık algoritmaları ve teknikleri öğrenmek için sağlam bir temel oluşturur. Makine öğrenmesi yolculuğunuzda, teorik bilgiyi pratik uygulamalarla pekiştirmek ve sürekli olarak yeni gelişmeleri takip etmek başarının anahtarıdır.